DAĞ FARE BİLE DOĞURAMADI !
Sağlık Teşkilatındaki mevzuat boşluğu artık sistemi tehdit boyutundan, yıkım boyutuna geçmektedir. Daha önce bu konuda yazılan onca yazıya rağmen bırakın sorunu çözmeyi, daha da karmaşık hale getirmekten ileriye gitmeyen mevzuat metinleri hazırlanmaktadır.
Yıllardır mevzuat dışı çalıştırılan Toplum Sağlığı Merkezlerinin sorununa dolayısı ile de 1. Basamağın sorunlarına çözüm olması beklenen son yönetmelik var olan durumu daha da karmaşık hale getirmektedir
Yıllardır dile getiriyoruz koskoca birinci basamak sağlık hizmetleri 3’ ü amaç, yürürlük, amaç, kapsam maddeleri olmak üzere 10 maddelik kanunla yönetilmeye çalışılıyor.
Kanun yazım diliminde en basit kural olan tanım maddeleri, 5258 sayılı kanunda yer almamaktadır. 5258 sayılı kanunda sadece Aile Hekiminin ve Aile Sağlığı Elemanı tanımı yapılmıştır. Oysa ismi sadece bu kanun metninde yer alan “Aile Sağlığı Merkezi”, “Toplum Sağlığı Merkezi” “Aile Hekimliği Birimi” vb kavramların tanımı yapılmamıştır.
Bunun acı sonuçları acı bir şekilde yaşanmaktadır. “Boşluklar Doldurulur” prensibine istinaden mevzuat boşlukları kim kuvvetli ise o tarafından doldurulmaktadır. Sonuç: 81 çeşit farklı 1. Basamak uygulaması…
Son çıkan “Toplum Sağlığı Merkezi ve Bağlı Birimler Yönetmeliği “ nin akıbeti de benzeri mevzuatlar gibi yargı denetiminden geçemeyeceği aşikardır.
Deveye sormuşlar “Neden boynun eğri?”. Deve cevap vermiş “Nerem doğru ki?”. Mevcut durumumuz buna benzemektedir.
Yönetmelik, kanunlarda tanımı olmayan ama en azından görevi yazılan Toplum Sağlığı Merkezlerini idarecilikten denetçiliğe süper yetkili kuruluşlar haline getirmeye çalışmaktadır. Kanunda “…Aile hekimliği hizmetleri dışında kalan birinci basamak sağlık hizmetleri toplum sağlığı merkezleri tarafından verilir…” denilerek Toplum Sağlığı Merkezlerine biçilen rolün, yönetmelik ile süper kuruluşlar haline getirilmesine Danıştay’ın ne diyeceğini herkes tahmin edebilir.
En ilginç tanımlamalardan bir de “TSM Başkanı” olmuştur. Süper kuruluşların başına süper başkanlar…
Türkiye bugünlerde “Başkanlık sistemini” tartışa dursun Sağlık Bakanlığı şimdiden başkanlık sistemini kurmuş bile…
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Taşra Teşkilat Hizmet Birimlerinin Görevleri, Çalışma Usul ve Esasları ile Kadro Standartları Hakkında Yönerge’ ye göre kadrosu bile olmayan Sorumlu Hekimliğinin (Başkanlığı) bu şekilde konumlandırmak sisteme ne fayda sağlayacaktır? 1. Basamak sistemine bir katkısı olmaz ama idari davalara bakan avukatlar bu işe çok sevinecektir.
Yönetmeliğin Aile Hekimliği – Toplum Sağlığı Merkezi ilişkilerini düzenleyen maddeleri tam bir faciadır. Aile Hekimleri ile Toplum Sağlığı Merkezleri aralarında ast üst ilişkisi olmayan Halk Sağlığı Müdürlüklerine bağlı kuruluşlardır. Bu konuda hiçbir tereddüt yoktur. Kanunda Aile Hekimlerinin yapmadığı işleri yapmakla görevlendirilen kuruluşları yönetmelik ile amir haline getirilmeye çalışılmaktadır.
Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği madde 33 de “…Aile sağlığı merkezi, aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları, mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygunluk ile diğer konularda Kurum, ilgili mülkî idare amirleri ve yerel sağlık idare amirleri veya bunların görevlendireceği personelin denetimine tâbidir….” Denmektedir.
Burada açık bir şekilde denetimde yetkili makamlar belirtilmektedir
Buna rağmen yeni yönetmelikte:
“….Aile hekimlerinin çalışma saatlerine uyumunu ve çalışmalarını izlemek ve değerlendirmek….”, “….Bölgesindeki aile hekimliği birimlerinin çalışma düzenine uyumlarını ilgili mevzuatına göre izlemek ve değerlendirmek, hazırladığı raporu müdürlüğe iletmek,….”,
“….Bölgesinde hizmet veren aile hekimliği birimlerinin çalışmalarını ve kayıtlarını ilgili mevzuatına göre izlemek ve değerlendirmek amacıyla aile sağlığı merkezlerini ziyaret etmek, mevzuatın izin verdiği sınırlar çerçevesinde her türlü kayıtlarına erişmek, elde ettiği verileri ve yaptığı değerlendirmeleri öncelikli olarak aile sağlığı merkezi çalışanlarına yazılı ya da sözlü olarak, ayrıca altışar aylık dönemlerde de müdürlüğe yazılı olarak ya da elektronik ortamda bildirmek….”,
“….Bölgesinde hizmet veren aile hekimliği birimlerinin gezici sağlık hizmeti planlarını bir önceki ayın son haftası içinde aile hekimlerinden almak, plana uyulup uyulmadığını izlemek ve değerlendirmek, hazırladığı raporu müdürlüğe bildirmek,….” ,
Gibi ifadeler kullanılmaktadır. TSM Sorumluları (Başkanları) müdürlük yetkileri ile donatılmaktadır. Bir nevi yerel sağlık amiri verilmeye çalışılmaktadır. Nerdeyse Aile Hekimleri bir toplum sağlığı personeli gibi kabul edilmektedir.
AHEF’ in ve İl Derneklerinin yönetmelik ve Yönetmeliğin sahada oluşturacağı kaos ortamı ile hukuk mücadelesi başlatacağını Bakanlık da bilmektedir.
Amaç yargı süreçleri kadar vakit kazanmak ise vay halimize!
Koskoca sağlık sistemimizi Hukuki süreçlerin uzunluğuna göre planlamak modern bir yönetim anlayışı mıdır?
Bu yolun sonu açıktır: Aile hekimliği bitecektir.
Bu yönetmelikten sonra Türkiye’de %10 un üzerinde olan boş Aile Hekimliği birimi sayısı hızla artacaktır. Aile sağlığı elemanlığından kaçış hızlanacaktır.
Bugün için Aile Hekimleri ile Toplum Sağlığı Merkezleri arasında ortalama 500 TL ücret farkı vardır. Kimse bu kadar sorunlu, performans kriteri olan bir çalışma ortamının üzerine “yedi kocalı hürmüz ” düzenini çekmek istemeyecektir.
Perifer ve kırsal bölgelerden başlamak üzere sıkıntı hissedilmeye başlanacaktır.
Çözüm mü? Basit. Önümüzde iki yol var.
Biri zor olanı. Ne mi? Hemen sahanın gerçeklerini görerek, sahayı bilenlerle, bu konuda en büyük deneyime sahip İl Dernekleri ve AHEF ile beraber çalışarak aile hekimliği ve 1. Basamak mevzuatı hazırlanır. Görev, yetki ve sorumluluklar açıkça belirlenir. Mevzuat günü kurtarmak için değil geleceği planlamak için hazırlanmış olur.
Diğeri kolay olan. Sabah erken kalkan mevzuat çıkarır. Hemen bir sürü “Başkan” lıklar kuruveririz, sağlık sistemimiz düzeliverir.
Dr. Lütfi TİYEKLİ