AHEF: Danıştayın Son Kararı HAKAN UZUN http://www.ahef.org.tr/haber/danistay-in-son-karari-1 DANIŞTAY’IN SON KARARI Kahramanmaraş ilinde bir aile hekiminin, yazılan İlçe Devlet Hastanesinde ki acil ve adli nöbet listesinin iptali için yaptığı itirazının, Gaziantep 1.İdare Mahkemesi tarafından “ Kamu yararı gözetilmesi” nedeniyle red edilmesi sonucunda, davanın Danıştay 5. Dairesinde görülmesi sonucunda, Danıştay 5. Dairesi aile hekimlerinin lehine bir karar vererek, Gaziantep 1. İdare Mahkemesinin kararını esastan bozmuştur. Bu kararı inceleyecek olursak; Danıştay 5. Dairesinin, 2012/ 8148 Esas ve 2015/1711 Karar sayılı 26.02.2015 tarihli kararında Aile Hekimlerinin görev tanımlarının Aile Hekimliği Kanunu’nun 2. maddesinde “Aile hekimi; kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekânda vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya Sağlık Bakanlığının öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabiptir.” tanımlanmış olduğunu, özellikle bu maddeye atıf yaparak, “farklı bir statüde görev yapan aile hekimlerine Kanunda sınırları çizilip tarifi yapılan ve imzalanan sözleşmelerle de sınırları belirtilen görevleri dışında, başka görevler verilmesini olanaklı kılan yasal bir hüküm bulunmamaktadır diye karar vermiştir. Danıştay 5. Dairesinin bu kararı, AHEF olarak şimdiye kadar savunduğumuz tezlerin doğru olduğunun bir kanıtıdır. Her yazımızda söylediğimiz gibi aile hekimlerine verilecek olan görevlerin mutlaka Aile Hekimliği Kanunun da yer alan görev tanımı içinde olması gerekmektedir. Bu kararın ayrıntılı incelemesine bakacak olursak,
Bu durumda 04.07.2012 tarihinde Prof. Dr. Recep Akdağ ’ın Bakanlığı sırasında Aile Hekimliği Kanununa eklenen “Entegre sağlık hizmeti sunulan merkezlerde artırımlı ücretten yararlananlar hariç olmak üzere, aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarınaihtiyaç ve zaruret hâsıl olduğunda haftalık çalışma süresi ve mesai saatleri dışında 657 sayılı Kanunun Ek 33 üncü maddesinde belirtilen yerlerde nöbet görevi verilebilir ve bunlara aynı maddede belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde nöbet ücreti ödenir.” ve Uzm. Dr. Mehmet Müezzinoğlu’ nun Bakanlığı sırasında 02.01.2014 tarihinde değişikliğe uğrayan madde ” Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına 657 sayılı Kanunun ek 33 üncü maddesinde belirtilen yerlerde haftalık çalışma süresi ve mesai saatleri dışında ayda asgari sekiz saat; ihtiyaç hâlinde ise bu sürenin üzerinde nöbet görevi verilir. (Ek cümle: 2/1/2014-6514/52 md.) Bunlara entegre sağlık hizmeti sunulan merkezlerde artırımlı ücretten yararlananlar hariç olmak üzere, 657 sayılı Kanunun ek 33 üncü maddesi çerçevesinde nöbet ücreti ödenir.” maddesi kanunda olmasına rağmen, Danıştay 5. Dairesinin atıf yapmış olduğu Aile Hekimliği Kanunu’nun 2. maddesindeki görev tanımında, misafir hastaya bakılacağı yer almadığı için, ikinci veya üçüncü basamak sağlık hizmetleri verileceği tanımlanmadığı için ve aile hekimlerinin belli bir mekan dışında ( gezici sağlık hizmeti hariç) görev yapabileceği yer almadığı ve imzalanan sözleşmelerde nöbet kavramının bulunmadığı için, Aile Hekimliği Kanunu’na 04.07.2012 tarihinde eklenen ve 02.01.2014 tarihinde değişikliğe uğrayan madde ile tezat oluşturmaktadır. Bu durumda Anayasa Mahkemesinin 03.10.2013 günlü E:2012/103 K:2013/105 sayılı gerekçeli kararına baktığımız zaman, nöbet uygulamasına üç ayrı ölçüt getirilmiştir.
Bu ölçütler ile nöbet uygulamasının genel çerçevesi belirlenmiştir. Aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarına nöbet tutturulması için yukarıda belirtilen şartların hepsinin bir arada bulunması gerekir. Yukarıdaki Anayasa Mahkemesinin Gerekçeli Kararı ve Danıştay 5. Dairesi’nin kararlarına göre, Hastane Acil Nöbetleri,ihtiyaç ve zaruret hali olmadan aile hekimlerine görev olarak verilemez. Danıştay 5. Dairesinin kararı tekrar incelendiğinde”Kanunda sınırları çizilip tarifi yapılan ve imzalanan sözleşmelerle de sınırları belirtilen görevler dışında” aile hekimlerine görev verilemez denmiştir. Burada Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karara esas teşkil eden, Kanun maddesinin mevcut Aile Hekimliği Kanununda olup olmadığının da irdelenmesi gerekmektedir. Bu durumda Danıştay 5. Dairesinin tespit ettiği şartların, hem kanunda sınırları çizilip tarifinin yapılması hem de sözleşme metinlerinde nöbet görevinin sınırlarının belirlenmesi gerektiğinden, aile hekimlerine Hastane Acil Nöbet görevi verilmesinin ne kadar hukuki olduğunu sizlerin takdirine bırakıyorum. 6. ASM-TSM Nöbetleri: ASM-TSM nöbetlerine özel henüz elimizde sonuçlanmış bir mahkeme kararı bulunmadığı için bununla ilgili değerlendirmelerimizi, mahkeme kararları sonrasına bırakıyoruz. Ama Danıştay 5. Dairesinin atıf yapmış olduğu Aile Hekimliği Kanunu’ nun ikinci maddesinin burada da geçerli olduğu, kararda yer alan “Kanunda sınırları çizilip tarifi yapılan ve imzalanan sözleşmelerle de sınırları belirtilen görevler dışında” ibaresinin konunun can alıcı noktasını oluşturduğunu bir kere daha ifade etmek lazım. ASM nöbetleri ile ilgili olarak Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği’nin 8. maddesinin 6. fıkrasında yapılan değişiklikle, “Aile hekimlerince aile sağlığı merkezlerinde sunulan nöbet hizmetleri hekime kayıtlı kişilere bakılmaksızın ifa edilir” hükmü yönetmeliğe eklenmiştir. Bu durumda Aile Sağlığı Merkezleri dışında Toplum Sağlığı Merkezleri v.b yerlerde aile hekimlerince sunulan nöbet hizmetlerinde hizmet alacak olan kişinin aile hekimine kayıtlı olma şartının devam ettiği anlaşılmaktadır. Danıştay 5. Dairesinin vermiş olduğu kararda da görüldüğü gibi aile hekimlerine verilecek olan görevlerin, Kanunda sınırları çizilip tarifi yapılmalı ve imzalanan sözleşmelerde görevin sınırları belirtilmedir. Bu yapılan yönetmelik değişikliği ile Danıştay 5. Dairesinin vermiş olduğu karara tezat oluşturacak şekilde aile hekimlerine verilen bir görevin sınırları yönetmeliklerle çizilmeye çalışılmıştır. Aile hekimlerine ASM nöbetlerinde kendisine kayıtlı hasta dışında hasta bakma görevi verilmesi hukuka uygun değildir. Bu uygulamaya da Danıştay’ın hukuksuzluk nedeniyle dur diyeceği kesindir. Aile Hekimliği Uygulaması bölge tabanlı bir uygulama değil kişi tabanlı bir uygulamadır. Bu nedenlerle, Danıştay 5. Dairesinin tespit ettiği şartların, yani aile hekimlerine verilecek olan ASM nöbetlerinin sınırlarının hem kanunda çizilip tarifinin yapılması hem de sözleşme metinlerinde ASM nöbet görevinin sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir. Bu yüzden aile hekimlerine Danıştay 5. Dairesinin tespit ettiği olayın özüne aykırı olarak, ASM-TSM nöbet görevi verilmesinin ne kadar hukuki olduğunu sizlerin takdirine bırakıyorum. Danıştay 5. Dairesinin bu kararı aile hekimliğinde bir milat olacaktır. Böyle olmasaydı bu mahkeme kararını iptal ettirmek için herkes ayağa kalmazdı. Saygılarımla… Dr. Hakan UZUN-TRABZON |
2366 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |